Sakarya Geyve'deki Doğantepe Yatılı Bölge Ortaokulu'da Kütüphane Kurduk
İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi ile işbirliği içinde Doğantepe Yatılı Bölge Ortaokulu için bir kitap toplama kampanyası başlattık. Kampanyayla toplanmış olan kitapları ve buna ek olarak oradaki öğrenci arkadaşlarımız için getirilmiş olan gelişimlerini destekleyici (satranç vb.) çeşitli oyun takımlarını onlara ulaştırmak amacıyla Mayıs ayında Doğantepe Yatılı Bölge Ortaokulana bir gezi düzenledik. Bu gezimizde okulumuzun kütüphanesini birlikte hazırladık. Ardından öğrenci arkadaşlarımız ile birlikte vakit geçirip onlarla okulları, onların gelecekteki hayalleri kendi bölümümüz, okulumuz, bizim gelecekteki hayallerimiz üzerine sohbet ettik ve paylaşımlarda bulunma fırsatı elde ettik.
İstanbul Eyüp Pirinçci İlkokulu'ndaydık
İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık bölümü 2. sınıf öğrencileri olarak Pirinçci İlkokulu'nu ziyarete gittik.
İSTANBUL EYÜP PİRİNÇCİ İLKOKULU GEZİSİ YANSITMA RAPORU
Benim için çok anlamlı bir geziydi. Çok farklı bir deneyimdi. Merkeze hem bu kadar yakın hem de merkezdeki okullardan bir o kadar farklı olan bu okul yeni bir bakış açısı kazandırdı bana. Hep duyduğum bir kavram olan birleştirilmiş sınıflarda eğitimi ilk kez yakından görme şansım oldu. Bu sistemi ve özelliklerini, işleyişi bu okulun hem müdürü hem öğretmeni kısacası her şeyi olan eğitime gönül vermiş örnek bir öğretmenden dinlemek ve bilgi almak bakış açımı değiştirdi, ufkumu genişletti. Aslında kulağa pek çok imkandan yoksun bir okul olarak gelse de gittiğimde karşılaştığım manzara beni çok şaşırttı. Bu okulda sürekli yetersizlikler, engeller konuşulmuyor. Her şeye rağmen çevreden, diğer okullardan gelen desteklerle birlikte güzel adımlar atılmış. Eksiklikler yüzünden bir pes etme durumu söz konusu değil. Aksine dört elle sarılmışlar eğitime.
Aslında buradaki çocukların bir o kadar da şanslı olduklarını gördüm. Çünkü orada geçirdiğim süre içerisinde aslında ne kadar doğal bir ortamda yaşadıklarını fark ettim. Doğayla iç içe olmalarının çocukların gelişimine pek çok katkısı olacağı düşüncesindeyim. Özellikle doğa bilimleri gibi alanlarda yeni şeyler öğrenirken doğal ortamda vakit geçirirken kazandıkları becerilerin, farkında olmadan yaptıkları gözlemlerin çok faydasını gördüklerini, bunun onlar için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum.
Tüm bunların yanında onlarla baş başa vakit geçirirken öğretmenliğin yorucu ama bir o kadar da zevkli bir meslek olduğunun aslında temelde bir gönül işi olduğunun daha çok farkına vardım. Şunu gördüm ki eğer bu işi yapacaksanız her açıdan kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Çünkü çocuklar öğretmenlerini her yönüyle benimsiyorlar. Özellikle ilkokullarda bu daha da büyük önem taşıyor. Onlarla oyunlar oynadık, birlikte yemek yedik, sohbet ettik bunları yaparken onların gözünde aslında bizler de birer öğretmendik. Özellikle onlara origamiyi tanıtıp kağıttan köpek figürü yapmayı öğretirken çok yoğun hissettim bunu.
Çocukların öğretmenlerini ne kadar çok önemsediklerini, her davranışını her sözünü bir bant kaydı gibi hafızalarına aldıklarını ve öğretmeni model aldıklarını gördüm. Bu hep söylenirdi ama birebir yaşayınca daha iyi anlaşılıyormuş. Hem ders anlatmak hem bazı temel becerileri kazandırmak hem de insani değerleri kazandırmak, toplumun bir parçası olmayı öğretirken bunun yanında kendinin bir birey olduğunun farkına varmasını sağlamak gibi oldukça önemli pek çok şeyi öğrencilere kazandırmak ciddi bir donanım, emek, sevgi ve istek gerektirmektedir. Kendimi değerlendirdiğimde ise bu işe uzak olmadığımı çocuklarla vakit geçirmenin, onlara bir şeyler öğretmenin tahmin ettiğimden daha çok keyif verici olduğunu gördüm.
Bu gezi sayesinde öğretmenlik mesleğine dair bazı tecrübelerim oldu. Biz öğretmen adaylarını ne kadar büyük görevlerin ve sorumlulukların beklediğinin ve bu tür etkinliklerde daha sık yer alınması gerektiğinin farkına vardım. Edindiğim bilgi ve tecrübelerin mesleki yaşantımda yol gösterici olacağını düşünmekteyim. Böyle bir sosyal sorumluluk projesi içinde yer almış olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Bize böyle değerli bir deneyim fırsatı sunan ve çalışmalarımızı destekleyen çok değerli hocalarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Görkem Karakuş
Benim için çok anlamlı bir geziydi. Çok farklı bir deneyimdi. Merkeze hem bu kadar yakın hem de merkezdeki okullardan bir o kadar farklı olan bu okul yeni bir bakış açısı kazandırdı bana. Hep duyduğum bir kavram olan birleştirilmiş sınıflarda eğitimi ilk kez yakından görme şansım oldu. Bu sistemi ve özelliklerini, işleyişi bu okulun hem müdürü hem öğretmeni kısacası her şeyi olan eğitime gönül vermiş örnek bir öğretmenden dinlemek ve bilgi almak bakış açımı değiştirdi, ufkumu genişletti. Aslında kulağa pek çok imkandan yoksun bir okul olarak gelse de gittiğimde karşılaştığım manzara beni çok şaşırttı. Bu okulda sürekli yetersizlikler, engeller konuşulmuyor. Her şeye rağmen çevreden, diğer okullardan gelen desteklerle birlikte güzel adımlar atılmış. Eksiklikler yüzünden bir pes etme durumu söz konusu değil. Aksine dört elle sarılmışlar eğitime.
Aslında buradaki çocukların bir o kadar da şanslı olduklarını gördüm. Çünkü orada geçirdiğim süre içerisinde aslında ne kadar doğal bir ortamda yaşadıklarını fark ettim. Doğayla iç içe olmalarının çocukların gelişimine pek çok katkısı olacağı düşüncesindeyim. Özellikle doğa bilimleri gibi alanlarda yeni şeyler öğrenirken doğal ortamda vakit geçirirken kazandıkları becerilerin, farkında olmadan yaptıkları gözlemlerin çok faydasını gördüklerini, bunun onlar için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum.
Tüm bunların yanında onlarla baş başa vakit geçirirken öğretmenliğin yorucu ama bir o kadar da zevkli bir meslek olduğunun aslında temelde bir gönül işi olduğunun daha çok farkına vardım. Şunu gördüm ki eğer bu işi yapacaksanız her açıdan kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Çünkü çocuklar öğretmenlerini her yönüyle benimsiyorlar. Özellikle ilkokullarda bu daha da büyük önem taşıyor. Onlarla oyunlar oynadık, birlikte yemek yedik, sohbet ettik bunları yaparken onların gözünde aslında bizler de birer öğretmendik. Özellikle onlara origamiyi tanıtıp kağıttan köpek figürü yapmayı öğretirken çok yoğun hissettim bunu.
Çocukların öğretmenlerini ne kadar çok önemsediklerini, her davranışını her sözünü bir bant kaydı gibi hafızalarına aldıklarını ve öğretmeni model aldıklarını gördüm. Bu hep söylenirdi ama birebir yaşayınca daha iyi anlaşılıyormuş. Hem ders anlatmak hem bazı temel becerileri kazandırmak hem de insani değerleri kazandırmak, toplumun bir parçası olmayı öğretirken bunun yanında kendinin bir birey olduğunun farkına varmasını sağlamak gibi oldukça önemli pek çok şeyi öğrencilere kazandırmak ciddi bir donanım, emek, sevgi ve istek gerektirmektedir. Kendimi değerlendirdiğimde ise bu işe uzak olmadığımı çocuklarla vakit geçirmenin, onlara bir şeyler öğretmenin tahmin ettiğimden daha çok keyif verici olduğunu gördüm.
Bu gezi sayesinde öğretmenlik mesleğine dair bazı tecrübelerim oldu. Biz öğretmen adaylarını ne kadar büyük görevlerin ve sorumlulukların beklediğinin ve bu tür etkinliklerde daha sık yer alınması gerektiğinin farkına vardım. Edindiğim bilgi ve tecrübelerin mesleki yaşantımda yol gösterici olacağını düşünmekteyim. Böyle bir sosyal sorumluluk projesi içinde yer almış olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Bize böyle değerli bir deneyim fırsatı sunan ve çalışmalarımızı destekleyen çok değerli hocalarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Görkem Karakuş